Hazırlandığınız sınav süresince belki de en çok duyduğunuz kelimelerden bir tanesi odaklanmaktır. Hedefinize odaklanın, ders çalışmaya odaklanın, odağınızı hiçbir şeyin dağıtmasına izin vermeyin… bu örnekler çoğaltılabilir. Peki, gerçekten bu ifadeyi doğru şekilde mi kullanıyoruz? Odaklanma sözlük anlamı olarak “Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma” olarak geçiyor. Böyle bakıldığında her şey gayet doğru görünüyor ama asıl tehlike odaklanmanın bir tık ötesinde oluşuyor. Bakar görmezlik dediğimiz olgunun oluşması. Bu öyle bir şey ki beyninizin motor korteks bölgesi ile hareket eder ve sorgulama kavramı dışına çıkarsınız. Ne aradığınızı ve ne yaptığınızı unutursunuz ya, işte tam o nokta. Bazen dışarı çıkmaya öyle odaklanırsınız ki kapıdan çıktığınızı ve evde neler yaptığınızı bile hatırlamazsınız. Dışarı çıktığınızda “acaba kapıyı kapattım mı” sorusunu sizlere sorduran olgudur işte. Üzgünüm ama sınava hazırlanırken de sınav esnasında da aynı tehlike ile karşı karşıyasınız. Hani paragraf sorularını okursunuz ve defalarca okumanıza rağmen paragrafın başını, sonunu ve ortasını unutursunuz; arabanın patinaj çekmesi gibi sürekli tekrar edersiniz ve geçen zamanının farkında bile olmazsınız. İşte bu yüzden gerçek olan ve sizin o anlarda ihtiyacınız olan şey, sadece algılarınızın açık olmasıdır, yani algılamaktır.
Algılarınızın açık olması için yapmanız gereken en önemli hususlardan bir tanesi okuduklarınızı fark edip etmediğinizi sorgulayın. Her yarım saat de bir 10 saniye kadar derin nefesler alıp algılarınızı açmak için bir yudum su içebilirsiniz. İlk bakıldığında 10 saniyenin size çok fazla vakit kaybettireceğini düşünüyorsunuz fakat soruları anlamak için harcayacağınız zaman inanın daha fazla. Bakmak ile görmek arasındaki fark size belki de bir matematik sorusundaki hatadan kurtaracak.
Algılarınızın açık ve hep farkında olacağınız bir hayat temennisi ile.
Kendinizi test etmek isterseniz lütfen aşağıdaki videoyu izleyiniz.
https://youtu.be/nAW6eaSolsk
