Telefonda ve Hayatta Etkin İletişim

0
Share

Bu konu üzerine  yazılmış o kadar çok yazı, söylenmiş onca söz vardır ki bende bir şeyler söylemesem ölürdüm sanki ama artık başladık yazmaya :). İletişim üzerine söylenen ve dillere pelesenk olmuş en önemli söz ise “benim anlattıklarım karşı tarafın anladığı kadardır” sözü olsa gerek. İnsanoğlunun ben merkezci olduğunu gösteren en önemli özlü sözlerden biri olsa gerek diye düşünüyorum. Ben merkezci dediğimde çoğu kişinin aklına hemen “bencil” tanımı geliyor olabilir ama aslında tam olarak şunu kast ediyorum.

 

İletişimde ben merkezciyiz, çünkü herkesi kendimiz gibi düşünüyor sanıyoruz. Üstün dökmenin Küşük Şeyler 1 isimli kitabında çok güzel bir örnek var bu konuda. “Leş kokusu taze et yiyen insanlara çok iğrenç gelse de sırtlanlara ve akbabalara ne kadar da güzel kokuyordur değil mi”. Gerçekten de aynen böyle. Sevmediklerimizi ya da sevdiklerimizi her şeyi kendimize göre belirliyor ya da karşı tarafa da aynen böyle anlatmaya çalışıyoruz. Bize çok basit gelen bir konunun başkasına zor gelebileceğini ya da bilmeme ihtimalini unutuyoruz, hemde karşı tarafın uzmanlık alanını bilmeden. Israrlı bir şekilde kendi anladığımız gibi anlatmaya devam ediyoruz. Aslında iletişimi Mevlana çok güzel özetlemiş..

 

“kendi aklınızın yettiği kadarı ile değil, karşınızdakinin aklının yettiği kadarı ile bilgi verin”.

 

Sanırım bunu söylerken ben merkezden çıkın, sen merkezci olun demiş bizlere. Çünkü unuttuğumuz bir şey herkesin cahil olabileceği bir konu hep vardır. 

 

Bunları biliyoruz ama buna rağmen bundan kurtulamıyor ve sürekli kendi anladığınız gibi anlatmaya devam ediyor ve kurduğunuz iletişimlerde hep bu yanlışa düşüyorsanız orada kendi içinizdeki iç dirençlerinize dönüp bakmalısınız. İç direnç dediğim şeyi aslında şöyle özetleyebiliriz. Diş bakımı konusunda yapılacak her şeyi biliyorsunuz ama buna rağmen yapmanıza bir şeyler bir şekilde engel oluyorsa işte bunlar iç dirençlerinizdir. Siz ister rehavet deyin isterseniz nefis :). İletişimde ve hayatta da bir şeyler yapmanıza engel olan iç dirençleriniz var. Alışkanlıklarınız, değişime karşı oluşunuz, tembelliğiniz, zamanı yönetememeniz ve bahaneler..(siz devam ettirin:))

 

Gerçekten karşınızdaki kişiye göre iletişim kurmak istiyorsanız ya o kişiyi tanıyacaksınız, ya da tanımaya çalışacaksınız. Hiç tanımadığınız bir kişiyi beden dilinden, duruşundan, ses tonundan ve kullandığı kelimelerden tanımak mümkün ve o konudaki bilgisini ölçmekte mümkün ama bunları yapabilmek için çok fazla tecrübe veya eğitime ihtiyacınız var. O zaman ikinci şık olan tanımaya çalışabilirsiniz.

 

Anlattığınız bir konuyu, muhabbeti yani iletişim kurmaya çalıştığınız kişiyi tanımaya çalışıyorsanız ilk anlattığınız da anlamamışsa ve size sorular soruyorsa yapmanız gereken şey çok basit. Sinirlenmek veya alaycı tepkiler vermek yerine anlatım yolunuzu değiştirin yani hiç bilmediği bir konuda bir anda bilgi sahibi olarak karşı tarafın değişmesini beklemek yerine kendi anlatım yolunuzu değiştirin. Devamı.. iletişim 2 yazımda yazacağım ya da devamı eğitimime girenlere nasip oluyor.

Related Posts