Kötüye İnanma Eğilimi

0
Share

Aslında  her şeyi “kötü haber tez yayılır”, “çamur (iftira) at izi kalsın”  atasözleri ile açıklamak yeterli ama tam olarak anlatmak istediğim şeyi biraz daha açmak istiyorum.

Hayatımızda iyi şeylere çok yer ayırdığımızı düşünsek de ne yazık ki kalıcı olanların tamamı kötü şeylerden ibaret oluyor. Neden böyle olduğunu kısaca sorgulayacak olursak eğer, tecrübelerinize bir göz atın isterseniz. Tecrübeleri bile “yaşanmış kötü deneyimler” diye tanımlıyoruz değil mi? Gerçek olanı ise tüm deneyimlerimizin tecrübe olduğu. Peki neden o zaman hep kötüler kalıyor ve çok daha rahat biz de kötü anılar bırakan olaylar daha rahat hatırlanıyor ve hemen canlanıyor.Bu bizim bilerek yaptığımız bir şey değil tamamen beynimizin bir özelliği. Bu özelliği bilerek ya da bilmeyerek karşı tarafı alt etmek için kullanan ise çok insan var. Ben bunlara kısaca mutluluk sömürücüleri olarak adlandırıyorum.

Mutluluk Sömürücüleri Kimlerdir?

İş çevrenizde ve ailenizde sürekli olarak şikayet eden, hayıflanan ve yapılan hiç bir şeyden mutlu olamayan insanlar vardır. Sizde bilirsiniz, ne yaparsanız yapın bunları mutlu edemezsiniz ancak buna rağmen arkadaşım der yanında kalırsınız ve derdini dinlersiniz. Hatta o kişi için çözümler de üretirsiniz ve onlar tarafından değer de görürsünüz. Her olay bu kişilerin gözünde büyür ve bir anda çığ gibi üzerinize gelirler. Hatta onlara karşı yaptığınız küçük bir hata bir anda yöneticinin masasında yerini alır. Yemekhaneden şikayet ederler, şartlardan şikayet ederler, servisi sorun yaparlar, çalışma saatleri dert olur, yönetici problemlidir vb.. Bu kişiler sürekli dertlidir ve ağızlarında hep bir dert ve sonrasında duyacağınız “ben istifa edeceğim” yalanı.

Bunların yanında fark ediyor musunuz, müşteri görüşmelerinizde de memnun olanlar aklımızda çok yer etmezken sürekli olarak toplantılarda örnek gösterilen müşteri görüşmeleri hep şikayetçi olanlardır. Amacınız şikayetleri çözmek olacaktır ama bu sırada memnun olan müşterilerinizi kaçırdığınızı ve aslında memnun olan müşterilerinizi göremediğiniz için alınacak kararların çok daha büyük sorunlara yol açabileceğini fark etmelisiniz. Bırakın toplantıları, iş arkadaşları bile birbirlerine mutlu müşteri deneyimlerini anlatmazlar çünkü bu gündem oluşturmaz ama kötü ve şikayetçi müşteri deneyimleri sürekli gündemdir.

Bunların Zararı Nedir?

Size sürekli olarak “ben istida edeceğim, yeter ya katlanamıyorum” diye hayıflanan o arkadaşınızı dinlediğiniz de ve ona çözümler üretmeye çalıştığınızda bu olayların farkında değilseniz, arkadaşınızın anlattığı bütün dertler artık sizin dertleriniz olmaya başladı bile. Beyniniz bu sıkıntıları sanki kendi sıkıntılarınız gibi işledi beynine, empati yapayım derken birden özdeşleştirmiş olarak bulacaksınız kendinizi. Bir süre sonra sizin için ufak olan her detay artık çığlık atmanıza vesile olacaktır. Bu arada istifa edeceğim diyen o arkadaşınız halen çalışıyorken siz bir anda kendinizi oyun dışında bulabilirsiniz.

Siz istifa edeceksiniz ama o arkadaşınız halen çalışıyor olacak.  Genellikle olanı budur.

Kötü müşteri deneyimlerini dinlemek size ne yapacak ki diyebilirsiniz ama unuttuğunuz bir şey var. Gün içinde size 3 kişi gelip neyin var çok soluk duruyor yüzün derse bir anda kendinizi buna inandırırsınız. Kötü müşteri deneyimlerini dinlemek size büyük bir stres, ön yargı ve öğrenilmiş çaresizlik duygularını yükler. Sizin için artık her müşteri kötüdür algısı oluşturur ve her görüşme öncesi bunun stresi sizi yer bitirir. Bunlar ise başarılı olduğunuz işte artık başarısız olmaya başlarsınız.

Kötülüğe inanmak basittir, çünkü kendini sorgulatmaz. Başkasının başarısı ise konuşmayacak kadar değersizdir hayatlarımızda. Konuşulması gerektiğinde kendi başarılarınız tatlı gelirken, başkalarının dedikodularını yapmak daha tatlı gelir.

Nasıl Korunursunuz?

Ben sadece işimi yapıyorum, ve bana şikayet için gelen biri olduğunda onu kıramayacağımı biliyorsam sadece dinlerim ve asla yorum yapmam. Yakın bir arkadaşım değilse kesinlikle ilgili birime yönlendiririm, psikolog, İk vb..

Şunu unutmayalım ki “Pusulanın doğru göstermesini mi istiyorsun o halde onu mıknatıslardan koru” Goethe

Doğru düşünmek, doğru iletişim kurmak istiyorsanız beyninizi olumsuzluklardan korumalısınız.

 

Related Posts